Zoe’nin tanıdığı kimseye itiraf edemeyeceği bir sırrı vardı. Karanlık ve korkunç bir sır… Bir gün, Stuart Harris adlı bir adamın Teksas’ta idam cezasına çarptırıldığını öğrendi. Zoe gibi Stuartda sırlara, yalanlara ve cinayetlere hiç yabancı değildi. Zoe kırık kalbi ve sığındığı mizahla hikâyesini anlatmak için karşısına çıkan tek yolu denedi. Çok uzaklardaki bu idam mahkûmuna mektup yazacaktı. Böylece Zoe bir elinde kalemi, bir elinde sandviciyle derin bir nefes alıp aşk ve ihanet dolu hikâyesini anlatmaya başladı.
“Gerilim dolu bir gizem ve duygusal bir ilk aşk hikâyesi. Mizahi bir dille kaleme alınan bu romana bayılacaksınız.”
-The Sunday Times