İnsanları insanlar öldürür, silahlar değil. Bu devirde sözler işliyor cinayetleri, katiller değil.
Beni başrolleri yakınlaştırmak için yazılan ikinci karakter, hikâyesini dinlemek istemediğin figüran olarak hatırlarsın. Ama herkesin bir hikâyesi vardır. Ve ben o sarışınım. Sen ise benden nefret ediyorsun.
“Üşürken içimi sevgi ısıtmadı benim, hep çay ya da kahve içtim. Büyüdüm, büyüdüm…
Büyürken sıcak şeylerle ısınamadığım kışlar geçirdim. Odamın kapısı bir gece yarısı çocuk masallarına hiç açılmadı. Bu yüzdendir belki de, yatağımın altındaki canavarlar her gece
kafamda cirit atardı. Anneme söyledim, babama da… Susmayı böyle öğrendim: Saat 8’de, yemek masasında.”