Nehir, her şeye rağmen âşık olduğu Kıvanç’ta, aradığı umudu bulmuştu. Ancak çok geçmeden yine olayların tam orta yerinde kalakaldı. Kaçmayı, kovalamayı, hatta kaçırılmayı öğrenirken, ne çok sevdiğinin farkında bile olmadığı birini kaybetti.
Tüm bu yaşadıkları onu, hayatın içine saklanmış sıkıntının, acının ve gözyaşının anlamını kavramak zorunda bıraktı.
Bazen komik, bazen hüzünlü bir hikâyenin
başkahramanı olan Nehir, nam-ı diğer Solucan,
hem kendine hem de hayata bu sefer şu soruyu sordu: